“Tanrı var mı?” sorusundan farklı olarak, İsa Mesih’in yaşayıp yaşamadığını sorgulayan çok az insan vardır. İsa’nın 2000 yıl önce yeryüzünde, İsrail’de yaşayan bir adam olduğu genel olarak kabul edilen bir gerçektir. Tartışma, İsa’nın tam olarak kim olduğu konuşulunca başlar. Hemen hemen her büyük din, İsa’nın bir peygamber, ya da iyi bir öğretmen ya da Tanrı yolunda bir adam olduğunu öğretir. Ancak, asıl gerçek, Kutsal Kitab’ın bizlere İsa’nın kesinlikle bir peygamberden ve iyi bir öğretmenden ya da Tanrı yolunda yürüyen bir adamdan daha fazlası olduğunu bildirmesidir.
İsa’nın dünyaya basit bir yemlikte gelişi aslında Tanrı’nın bizlere harika bir mesajıydı. Tanrı yüceliğini bir kenara bıraktı ve günahkarlara hizmet etmek ve onları kurtarmak için dünyaya insan bedeni olarak geldi. O daha doğmadan 700 yıl önce Yeşaya Peygamber aracılığıyla bildirildi. Onun doğuşu olağanüstü idi.
İsa dünyaya bir yemlikte değil de bir sarayda yada en şaşalı bir mekanda dünyaya gelse bile o yine bizler için kendini çarmıhta feda edecekti. Çünkü bütün kutsal kitap ve Tanrı’nın planı daha önceden açıklanmıştı. O insanlara Tanrı’nın sözünü duyurdu, onları iyileştirdi çünkü O İsa Mesih’tir.
İsa Mesih yeryüzündeyken de bugün karşılaştığımız sorunlarla karşılaştı. İsa Mesih bir gezgin gibi her yere dolaşıyor , vaaz ediyor , insanları iyileştiriyordu. Ama insanlar ona karşı çıkıyorlar ona kızıyorlardı. İnsanlar Onun kim olduğunu bilmiyorlardı. Kimisi Onu bir peygamber kimisi ise gezgin bir vaiz olduğunu düşünüyordu. Adı ve varlığı bazı insanları canını sıkıyordu. O günlerde neler olup bittiyse şimdi de aynısı oluyor. İnsanlar yine aynı şeyleri yapıyorlar.Peki İsa insanlara ne yaptı ? Vaaz etti , sevdi , şifa verdi. O asla değişmez şimdi de aynı. Bugün de insanları kendisine çağırıyor yarın da çağıracak.
Öyleyse İsa kim olduğunu iddia etti? Kutsal Kitap O’nun kim olduğunu söyler? İlk olarak, İsa’nın Yuhanna 10:30’daki, “Ben ve Baba biriz” sözlerine bakalım. İlk bakışta bu sözler O’nun Tanrı olduğunu iddia ettiğini bildiriyor görünmeyebilir. Ancak, Yahudiler’in O’nun bu bildirisine gösterdikleri tepkiye bakın: “Seni iyi işlerden ötürü değil, küfür ettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun” (Yuhanna 10:33). Yahudiler, İsa’nın bildirisini Tanrı olduğunu iddia etmek olarak anlamışlardı. Bunu izleyen ayetlerde İsa hiçbir zaman, “Tanrı olduğumu iddia etmedim” diyerek Yahudiler’i düzeltmez. Bu da İsa’nın, “Ben ve Baba biriz” derken (Yuhanna 10:30) Tanrı olduğunu söylediğini göstermektedir. Yuhanna 8:58 buna bir başka örnektir: “İsa, ‘Size doğrusunu söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce ben varım’ dedi.” Yahudiler yine İsa’yı taşlama çabasıyla ellerine taşları aldılar (Yuhanna 8:59). İsa’nın kimliğini “Ben’im” şeklinde bildirmesi, Eski Antlaşma’da yer alan Tanrı’nın ismini doğrudan Kendisine uyarlamasıydı (Mısır’dan Çıkış 3:14). Eğer Yahudiler İsa’nın Tanrı olduğunu iddia etmek gibi dine küfür anlamına gelen bir şey söylediğine inanmasalardı neden O’nu yeniden taşlamak istesinlerdi ki?
Yuhanna 1:1, “Söz Tanrı’ydı” der. Yuhanna 1:14, “Söz, insan oldu” der. Bu söz de İsa’nın beden alan Tanrı olduğunu açıkça bildirir. İsa’nın öğrencilerinden Tomas İsa’ya, “Rabbim ve Tanrım” diye seslenmişti (Yuhanna 20:28). İsa da onu düzeltmedi. Elçi Pavlus O’nu, “… ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih” olarak tanımlar (Titus 2:13). Elçi Petrus da aynı şeyi söyler: “Tanrımız ve Kurtarıcımız İsa Mesih” (2 Petrus 1:1). Baba Tanrı da İsa’nın tam olarak kim olduğu konusunda tanıktır: “Ey Tanrı, tahtın sonsuzluklar boyunca kalıcıdır, krallığının asası adalet asasıdır.” Mesih hakkındaki Eski Antlaşma peygamberlikleri O’nun Tanrılığını bildirir: “Çünkü bize bir çocuk doğacak, bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak” (Yeşaya 9:6).
İsa’nın sadece iyi bir öğretmen olduğuna inanmak diye bir seçenek yoktur. İsa açıkça ve inkâr edilmez bir biçimde Tanrı olduğunu iddia etmiştir. Eğer İsa Tanrı değilse, o zaman yalancıdır ve bu yüzden de bir peygamber, iyi öğretmen ya da Tanrı yolunda olan bir adam değildir.
İnsan bedenine bürünmüş Tanrı, insanlar arasında dolaşan küçük çocuklara şefkat gösteren günahkar denilenlerle hatta İsrail halkının nefretle baktığı vergi toplayıcıları gibi devlet görevlileri ile aynı sofraya oturan insan bedenindeki Tanrı. Zakay vergi görevlisiydi İsa aracılığıyla tövbe edip Tanrı’ya döndü.
İsa bizim gibi yaşadı, acıktı, ağladı güldü ama günah işlemedi. Çünkü O Tanrı’ydı.
O’nun Tanrı olduğuna iman ediyoruz çünkü O bunu defalarca üstüne basarak vurguladı. O’ndan başka kim körlerin gözlerini açabildi ? sağırları dilsizleri saralıları kötürümleri cinlileri iyileştirdi, ölüleri diriltti ve kendisi de dirildi. Tanrı’dan başka kim bunları yapabilir ?
Bize kendisine dua etmemizi , ondan dilememizi , Matta 7:7-11 günahlarımızı itiraf etmemizi , Matta 11:28 ağır yüklerimizi sıkıntılarımızı ona vermemizi , O’na güvenmemizi hayatımızı O’na vermemizi ve O’nu takip etmemizi söyledi. Yalnız Tanrı günahları bağışlayabilir İsa O’na gelen insanlara ‘’ Günahınız bağışlandı ‘’ dedi. Markos 2:15
Diğer dinler size kurtuluş için sorumluluklar ve görevler yükler . Oysa İsa ‘’ ben sizin yerinize hepsini yaptım , bağışlandınız , kurtuldunuz aklandınız ‘’ dedi. Yapmanız gereken tek şey ;Bana güvenmeniz ve bende kalmanız ve sizi buyurduğum gibi yaşamanızdır dedi.
İsa yeri göğü yaratan , Başlangıç ve Son, Tanrı’nın Oğlu , merhametli , sevgi dolu Tanrı, alçakgönüllü hizmetkar, İyi Çoban, Günahsız kurtarıcı , tövbe edenlerin dostu, Diriliş ve Yaşam, Alfa ve Omega, Barış Prensi, Başkahinimiz , Kralların Kralı, Rablerin Rabbi, YOL , GERÇEK VE YAŞAMDIR.